Düşmanın izini süreceğim derken "acaba listesi"ne bir şekilde giren Fantastic Four kazı çalışmalarımdan nasibini aldı:) Hafiye ile kaynaşmaları sonucu bir zamandır yarım göz takip ettiğim bu dörtlüyü incelemeye aldım. Sonuç: Ben bu çocuklara bayıldım!
Tetteh blog yazmayı acizlik, yazarlarını ise yalanları bezeyen mastürbatörler olarak görme eğiliminde olsa da, ben bardağın dolu tarafına bakmayı tercih ediyorum. Satır aralarında samimiyet, zeka, insani kargaşalar bulmayı, hikayeleri çözüp birbirine bağlamayı beceri sayıyorum.
Neyse efendim, tuhaf ama başıma geldi. Sabahın 6'sına kadar ilk blog günlerinden başlayarak okuduğum bu dörtlüye garip bir yakınlık duyuyorum şimdi. Herbert'tan bir makas alıp kuzucum diyebilecek; Horatio'nun (varsa) saçını çekebilecek; Mr TGM'ye beni de disco'ya götürmesini söyleyebilecek; blog'un prensesi Melo'ya Miller'ları alıp gidebilecek bir duygu durumuna evrildim (Korkmayınız, yapmicam! Ve karşılık beklemeden seviyorum sizi:)) Tetteh'in yıkıcı tavrına nasıl uyuz olduysam, bu zeki gençlerin iç kargaşalarını ve paylaşımlarını da o derece sempatik buldum.
Bence blog iyi bi şey:)
*18'li yaşlarımızda mastürbasyon kelimesini fikirsel tartışmalarda cümle içinde kullanmak bayağı havalı bi şeydi, onu hatırladım! Öyle ya hem enteldik, hem cesur. Aşmıştık canım:)
** Tetteh, Hafiye senin peşime düşen bir hayran olduğunu da ihtimaller dahilinde inceliyor. Bakmışsın kız (ben oluyorum) meraklı, arıza sever görünüyor; buradan ilgi çekmek istemiş olabilirmişsin. Bende kavgasız aşk olmazmış hem. Benim naif, mahsun prensesliğimden bahsediyor bi de; bakınız şimdi kim naif?:)
Mittwoch, 27. Februar 2008
Abonnieren
Kommentare zum Post (Atom)
10 Kommentare:
Lakabını haketseydin, kimligini gizlemek gibi bir kaygisi olmayan birini bulmak icin bu kadar ugrasmazdin...
Kaygın olmayabilir de gizledin mi gizlemedin mi kardeşim?
Bu ne kardesim? Bu kadar mi malzemeden kitsiniz? Kim bu E. Tetteh, nasil aciz bir mizansendir bu?
Nasıl sevindik bilemezsiniz cidden. Biz aslında çok sık görüşemediğimiz için böyle de haberleşmiş oluruz niyetiyle başlamıştık bu işe. Ama duygulandım bak şimdi. Buyrun yanağım blogger alemine armağan olsun :)
prenses, melo ve miller kelimelerini aynı cümle içinde kullanarak zaten kalbimi bir kez daha (ilki yaptığı dünya turu ile) kazanmış sevgili özlem, ben de 1 yıl kadar önce senin blogu sabahın körüne kadar bir çırpıda okumuştum.ertesi gün de hafiyeyi keşfedip onu sabaha kadar okumuştum.ha seni nerden keşfettim,cüneyt360'tan.o da benim kuzenin kuzenidir.başlangıç noktamız orasıdır yani.
bir ara yazmaz oldun yok oldun ama iyiki buraya başladın.
sen gel,miller'la gel efesle gel,yeter ki gel,geç bulduk erken kaybetmeyelim...
ya da ben sizin pansiyoncuğa geleyim.erkek blog üyelerinin de böyle cool durduğuna,duygulanma ayaklarına bakma bunlar başkasının blogunda yazdığı yorumda bile arkadaş demez lafı geçirirler acımadan.
adresi ben veriiim:) horatio ve herbert'in evleri ile melo'nun işinin tam ortasında; hafiye ve tetteh'e yurume mesafesinde... demire dayanıp tüm geceyi çekirdek çitleyerek (ne izliyorlarsa artık) geçiren adamların karşısındaki 3 katlı yesil binanın ışıkları hiç sönmeyen orta katı.
ekmek yoksa pasta yenir. içki seçenekleri geniştir. ankara yolcuları için cuma akşamları atatürk havalimanından transfer gerçekleşir (esin'i de getir g).
daha n'olsun? hığh?
ve evet, google gercekten çok tehlikeli:)
büyük birader bizi mi izliyor. ürktüm resmen :)
Kommentar veröffentlichen